10/27/2010

Autumn In New York (10)

 

 

 
Posted by Picasa

Autumn In New York (9)

 

 

 
Posted by Picasa

10/26/2010

Autumn in New York (8)

 

 

 
Posted by Picasa

10/25/2010

10/22/2010

10/21/2010

Autumn in New York (5)

 

 

 
Posted by Picasa

Autumn in New York (4)



Posted by Picasa

Autumn in New York (3)

 

 

 
Posted by Picasa

Autumn in New York (2)

 

 

 
Posted by Picasa

10/20/2010

Autumn in New York

 

 

 
Posted by Picasa

10/19/2010

Sozun bittigi yer..

Ben babannemi kaybettim... gunlerden beri sevdiklerimin aciyla nasil basa cikmam gerektigimi soyleyen sozleri kulaklarimda ama yuregime soz geciremiyorum.. keske son bir defa daha sarilsam, son bir kez ellerinden opsem (hep burus burus baksana yasli eli gibi derdi) ona soylemek istediklerimi mezari basinda degil, yuzune soyleseyebilseydim...insan gidenin ardindan ne cok sey yapmak, ne cok sey soylemek istermis meger... telefonda sesini bile duymak ne luksmus daha simdi anliyorum... dev cinarimiz hic olmeyecekmis gibi gelirdi bize, sanki herkesler gider, bu dunya bir tek ona kalirdi sanirdik ama oyle degilmis iste.. o da gidenler kervanina katildi, ardindan aglayan, onu okudugu siirlerle, gulen gozleri, hayata bagliligi ile hatirlayan pek cok insan birakti.


Elinde aynasi, cimbizi ile hatirliyorum hep, bir de meshur sacini taramasi.. 90'lu yaslarina geldiginde dahi bu gelenegi degistirmez, yatmadan muhakkak son bir kez aynaya bakar, sacini tarardi her gun ... Egitimi yoktu ama degme politikacilari cebinden cikaracak akil ve zekaya sahipti.. Ben Halk Partiliyim derdi hep, saka ile oyumuzu baska partiye verecegimizi duysa basardi fircayi, hakkini helal etmezdi hicbirimize. O konusurken herkes onu dinlesin, baska bir sey konusulmasin isterdi. Hele ki sofraya oturulmussa, bastonu ile masanin basina oturur, anlatirdi surekli... Yaptigi ince espriler, anlattigi hikayelerle zaten zaman nasil gecerdi bilemezdi insan. Sofrasi zengin, gelen gideni hic eksik olmasin isterdi.. Bazen telefonu eline alir, butun es, dost, akrabayi arar, son gunlerim gelin yanima derdi, herkes isini gucunu birakir, o ise keyfinden dort kose kahkahalarla cinlatirdi ortaligi gecenin karanliginda... Oyle mutlu olurdu ki eve birileri gelince, sanki gelenler ona yeni bir hayat kaynagi saglardi.

Ne cok gurur duyardi torunlari ile, aman ki biri birsey soylesin, hic affetmezdi. Yaptigimiz en ufak isler bile ona o kadar buyuk gozukurdu ki, hic bitmeden tukenmeden herkese sevgi ile anlatirdi bunu, dinleyicisi ister evine gelen bir ziyaretci olsun, isterse alisveris merkezinde dondurma yerken tesadufen yanina oturan yabanci birisi... Tulum peynirini yemeyi , televizyon izlemeyi, Kapalicarsi, Misir Carsisi ve Bakirkoy'de gezmeyi, semt pazarlarinda dolasmayi. ne cok severdi sagligi iyi oldugunda.. Kalabalik arasinda dolasmak, o akan insan girdabina karismak bize nasil iskence geliyor ise ona o kadar keyif verirdi.. Yasliligi hic sevmezdi, burus burus elleri ve yuzune bakar garipserdi, kime ait bu eller diye.. Halbuki elindeki o her cizginin bir anisi vardi, bir omre degil, bin omre sigmayacak acilar, huzunler, mutluluklar, sevincler yasadi.

Ben olunce aglayacakmisiniz diye sorar olmustun son gunlerde, ah babaanne simdi gorsen o kadar cok aglayan insan var ki ardindan, aramizda olsan tek tek gozyaslarimizi siler, aglamayin der, gozlerimizden operdin biliyorum... Seni cok ama seviyorum, seni ugurlarken bize sagladigin hayat , verdigin emekler, asiladigin yasama sevincin, sevgin, saygin icin sana cok tesekkur ediyorum.. Ne kadar sansliyiz ki senin gibi biri hayatimizin her aninda yanimizdaydi. Mekanin cennet olsun.

Not: Fotograf Erhan tarafindan cok sevdigi yazliginda cekilmistir.

10/18/2010

Midtown Manhattan

 

 

 

 
Posted by Picasa

10/17/2010

Midtown Manhattan

 

 

 

 
Posted by Picasa